2015 yılı ortasında ilk olarak Kanada’da yürürlüğe konulan Startup vize programı, 2017 yılı itibariyle Estonya’da Start-up vize programi da uygulanmaya başlandı. Yakın zamandaki E-Vatandaşlık sistemiyle de devlet destekli uluslararası programları dijital bir boyuta taşıyan Estonya, bu tarz teşvikleri Startup Vizesi ile genişletmeye devam ediyor. Vize programı temel olarak Avrupa Birliği üyesi olmayan ülke vatandaşlarına Estonya’da girişimcilik ve oturma izni için fırsat sağlıyor. Girişimcilerin Startuplarını kurduktan sonra aldıkları bu oturma izni ile işlerini Estonya’ya yerleşip geliştirme fırsatı bulması ise programın en ilgi çekici özelliklerinden.
Startup programı için vize başvuruları da yine elektronik ortamdan halledilebilmekte. Yani Startup şirketinizi kurana kadar herhangi bir bürokratik süreç için Estonya’ya gelmenize gerek kalmıyor. Vize sürecinde ilk olarak, Startup şirketiniz için belli bir mali kaynak belirtmeniz gerekiyor. Estonya kanunlarına göre bu kaynak aylık en az 130 Euro’ya karşılık gelmekte. Örneğin, 3 aylık kısa dönemli vize başvurusu için banka hesabınızda toplamda en az 390 Euro sahibi olduğunuzu gösterebilmeniz gerekiyor. Daha sonra, kuracağınız Startup şirketinizin hangi alan üzerinde çalışacağını ve nasıl bir iş rotası takip edeceğini anlatan kapsamlı iş planınızı hazırlıyorsunuz. Bu iş planı sürdürülebilir olması ve gelecek vadetmesi açısından çok önemli çünkü iş planınızı değerlendiren Startup komitesi program kabullerinde bu gibi ölçütleri baz alıyor. Bu yüzden iş fikrinizin çeşitlendirilebilir ve küresel olarak büyütülebilir olması büyük önem arz ediyor. Örneğin, çok kısıtlı bir üretici skalasına hitap eden bir mobil uygulama fikri yüksek ihtimalle geliştirilebilir olmadığı gerekçesiyle komite tarafından onaylanmayacaktır. Bu gibi kriterleri gözden geçirerek iş planınızı tamamlamanızın ardından online başvurunuzu yapmaya artık hazırsınız.Online basvuru öncesi ve sirket kurulum sureclerinde Social Enterprises ekibinden destek alabilirsiniz, bize info@estonyadasirket.com ‘a eposta gondererek ulasabilirsiniz.
Başvurunuzun olumlu ya da olumsuz sonuçlandığını 10 iş günü içinde öğrenebilmeniz mümkün. Olumlu bir geri dönüş aldığınız andan itibaren geriye sadece büyükelçiliklerde belge işlerinizi halletmek kalıyor. Bu aşamada alacağınız Startup vizesi için iki seçeneğiniz var: 3 aylık kısa süreli ya da 12 aylık uzun süreli vize. Tabii eğer Estonya’da zaten kayıtlı bir şirket sahibiyseniz sadece 5 yıllık oturma izni çıkarmak da yeterli olacaktır. Startup vizenizi aldıktan sonra geriye oturma izni kalıyor. Şunu da belirtmek gerekir ki oturma izninin Startup vizesi çıktıktan sonra alınması kurulan işin gelişiminin izlenip ona göre planlar yapılması açısından önemlidir.
Startup vizenizi de aldıktan sonra artık oturma izni için başvuruda bulunabilirsiniz. Startup programının içinde 5 yıla kadar geçici oturma izni de yer almaktadır. Geçici oturma izni kapsamında eşinizin ve reşit olmayan çocuklarınızın ülkede sizinle beraber yaşamasına izin verilir. Ayrıca bu oturma izni, Startup şirketinizin bir başarısızlıkla karşı karşıya kalması ihtimaline karşı size yine de kaldığınız süre boyunca çalışma izni verir. Bu noktada Avrupa’nın en büyük girişimcilik merkezi olan Estonya’daki diğer Startup şirketlerinde kendinizi geliştirmeye devam etme fırsatınız oldukça yüksektir.
Son olarak, şirketinizin çalışanları için de 18 aya kadar uzatılabilen 12 aylık kısa süreli işe alma vizesi çıkarmanız gerekecektir. Bu noktada, çalışma arkadaşlarınıza verdiğiniz maaşın Estonya kanunlarına göre belirlenen minimum maaşın altında kalmadığını ve maksimum çalışma saatini aşmadığını belirten iş sözleşmesini de sunmanız sizden beklenecektir. Bundan ayrı olarak, çalışanlar da eş ve reşit olmayan çocuklarıyla beraber 5 yıldan 10 yıla kadar uzatılabilen oturma izni alabileceklerdir.
Startup şirketinizi kurmak için Estonya’da yatırım yapmanız birçok açıdan çok avantajlı. Ülke sadece kendini İsveç, Litvanya, Letonya ve benzeri Baltık ülkeleri gibi teknolojik gelişmelere ve girişimciliğe açmakla kalmıyor, aynı zamanda bu şirketlerin var olabilmesi ve gelişmesi için istikrarlı vergi düzenlemeleriyle, E-Vatandaşlık gibi uygulamalarla bürokratik prosedürleri dijital ortama taşıyarak uzun ve verimsiz bir süreci ortadan kaldırmasıyla, üyesi olduğu Avrupa Birliği tarafından da girişimcilik alanında desteklenmesiyle gerekli ortamı sağlıyor. Örneğin, Türkiye’de verimli iş yapılsın ya da yapılmasın %40’lara kadar çıkan şirket vergileri, Estonya’da %20’de dengelenmiş durumda. Üstelik iş yapılamadığı ve para kazanılamadığı takdirde genellikle ödenmiyor. 2014 yılından beri yürürlükte olan E-Vatandaşlık uygulaması da girişimcilere sağlanan devlet teşviklerinin başında geliyor. Bu uygulamanın girişimcilere sağladığı en büyük avantajlardan biri başka bir ülkede iş kurmanın getirdiği büyük zorlukları bürokratik açıdan oldukça hafifletmesi. Bu dijital kimlik, işletme sahiplerinin idari tüm sözleşme ve evrak işlerini elektronik ortamda imzalayarak rahat bir biçimde ilgili kurum veya kuruluşa gönderebilmesini sağlıyor. Bir diğer büyük avantajı ise girişimcilere Avrupa Birliği sınırları içinde iş yapma olanağı tanıması. Bu sayede Avrupa Birliği hukukuna ve standartlarına tabii bir şirket yapısı kurabiliyorsunuz ve ürettiğiniz mal ve hizmetler bu geniş pazarda serbestçe dolaşma imkanına sahip olabiliyor.